İlk kampımız ve ilk heyecanımız… Felix ile gerçekleştirdiğimiz Bursa kampımız ilk kampımızdı. İlk kez bu kadar çok Vosvos’un olduğu bir alanda uyanabilmek bile heyecan veriyordu bize. Daha önce hiç kamp yapmadığımız için eksiklerimiz neler olduğunu çok fazla kestirememiştik Vosdostumuz Oğuz ve Fulya da bizimle birlikte kampta olacaklardı…
2012 yılında katıldığımız bu etkinlikte ilkleri yaşadık ve yazının devamında paylaşacağım fotoğraflar Analog fotoğraf makinası ile çekildiği için tam bir nostalji yaşatacak sizlere.
Vosdostumuz Oğuz Babaeski’den İstanbul’a geldi ve birlikte yolculuğumuz Bursa’ya doğru başlamış oldu. Biz iki araç yola koyulmuşken Bursa’da yapılacak olan etkinlik için ufak bir konvoy bizden önce yola koyulmuştu bile bizde bir süre sonra onları mola yerinde yakaladık.
Fulya abla bizi Anemon ile birlikte Bursa’da bekliyordu. Etkinlik alanına girmeden önce Fulya ablayı ve Anemon’u almak için konvoydan Bursa’da ayrıldık.
Anemon ile buluşmuştuk ve kampın en heyecanlı bölümü onlarca Vosvos’un bulunduğu etkinlik alanına geçmek için yola koyulduk. Etkinlik alanına geldiğimizde Minibüsler ve Vosvos’lar ayrı yerlerde konuçlandırılmış vaziyetteydi. Özenle her araç için ayrı bir alan belirlenmiş ve araçlarının arkasına çadırlarını kurmaları için alan bırakılmıştı. Etkinlik alanına girdikten sonra bize gösterilen yere geçerek çadırımızı kurduk. İlk kez çadırda kalacaktık hemde Felix’in gölgesinde onun hemen başucunda.
Felix ve Anemon’u yan yana park ederek arkasına çadırımızı kurmuştuk. Kamplarda genellikle telaşlı olan tek bir kısım oluyor oda yeme içme kısmı. Çok uzak yoldan gelmemiş olsakta karnımız acıkmıştı ve ufak bir mangal faslından sonra artık keyfini çıkartmak kalıyordu kampın.
Ertesi sabah uyandığımızda ufak bir süpriz ile karşılaşmıştık artık nasıl yorgunduk bilemiyorum onca yağan yağmura rağmen pek rahatsız olmadan güne başlamıştık. Havanında sıcak olmasıyla yerler hemen kurumuştu. Etkinlik tamda gölün kenarında yapıldığından gölün kenarında ufak bir gezi gerçekleştirdik.
Etkinlik alanında onlarca Vosvos ve Minibüs ile ilk deneyimimizi gerçekleştirmiştik ve hayatımıza yeni bir değişikliğin adımınıda aslında bu kampta atmıştık. Hayatımızda bulunan Felix’in yanına artık bir Minibüs gelmeliydi çünkü kamp yapmayı çok sevdik. İlk zamanlar minibüsler itici geliyor olsada aslında kamplara neden çadırda değilde T2 ve T3 lerle katıldıklarını anlamıştık. Hem klasik bir araç olsun hemde konfordan ödün vermemek adına her Vosvos’cunun bir minibüsünün olması düşüncesindeyiz.
Her ne kadar çadırda uyumak eğlenceli olsa da karavanda uyanmanın ayrı bir keyif ve konfor olduğunu artık anladık. Felix ile katıldığımız ilk etkinlikti ve aslında bizim ilk kampımızdı.
Katıldığımız her etkinlik yeni insanlarla tanışmamız için bir vesile oluyor. Yeni karakterler sokuyoruz hayatımıza yeni görsellerle birlikte. Aslında yaşadığımız her bir anı beynimize işlediğimiz birer fotoğraf. Bu etkinlikte kullandığımız analog fotoğraf makinasından çıkan fotoğraflar gibi zihnimde canlanıyor. Rengarenk Vosvos’lar ve noiseli bir Bursa. İyiki bu renk cümbüşünün içerisindeyiz. Her günümüz ayrı bir macera…
Son Yorumlar